Gökhan Gönül: “Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum”

Fenerbahçe’de yeniden forma giyen Gökhan Göönül FB TV’ye açıklamalarda bulundu.

Fenerbahçe’ye geri dönen Gökhan Gönül, sarı lacivertlilerin yeni sezon hazırlıklarını sürdürdüğü Düzce’nin Kaynaşlı ilçesinde bulunan Fenerbahçe Serkan Acar Resort & Sports Topuk Yaylası Tesisleri’nde basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Tecrübeli oyuncu Gökhan Gönül önemli açıklamalarda bulunurken, basın mensuplarının sorularını da yanıtladı. İşte Gökhan Gönül’ün açıklamaları.

BU SEZON GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ YAPMAK HEDEFİNDEYİZ

Öncelikle kampla başlayalım. Güzel bir havamız var, birçok yeni transfer var. Şu anda her şey olumlu gidiyor. Takım üzerinde de pozitif bir hava var. Hemen hemen günü çift antrenmanla bitiriyoruz. Yeni hocayla, yeni oyuncularla, geçmiş dönemde devam eden oyuncularla inşallah bu sezon güzel bir başlangıç yapmak hedefindeyiz.

4 yıllık bir aranın ardından yeniden çubukluya kavuşan Gökhan Gönül, 2016 yılında yaşadığı ayrılık ve devamındaki süreçte yaşananlarla ilgili şu açıklamayı yaptı:

Aslında transferimin ilk gününde Fenerbahçe TV’ye açıklama yapmıştım. Bunları şimdi değil ama daha sonra belki bir programda çok da derinlere girmeden yeniden konuşabiliriz.

Şu anda taraftar, futbolcular, hoca, bütün yönetim yani herkesin üzerinde pozitif bir hava var ve şu anda bunları konuşarak bunu bozmak istemiyorum.

Tabii ki yaşadığım çok fazla şey oldu ama hiçbir zaman Fenerbahçe aleyhine ne bir konuşmam oldu ne de bir demecim oldu. O dönemde yanlış insanlar ve kendi adıma, Fenerbahçe Spor Kulübü adına şöyle söyleyeyim, o dönemde yine bir internet sitesinden açıklama yapılmıştı. Ve bana tek doğru gelen, aklımda kalan şey bir atasözüydü: ‘Kol kırılır yen içinde kalır’ idi. Evet, o dönem bir kol kırıldı, bence yen içinde kalmaya devam etmeli, hem kendi adıma hem o dönemde yaşayan insanlar hem de Fenerbahçe Spor Kulübü adına.

SANKİ FUTBOLA YENİDEN BAŞLAMIŞ GİBİYİM

Fenerbahçe TV’ye açıklama yaparken de çok heyecanlıydım. O zaman da söylemiştim; ‘birçok röportaj verdim ama hiç bu kadar heyecanlandığımı hatırlamıyorum’ diye.

Kendimi yeniden doğmuş gibi hissediyorum. Sanki futbola yeniden başlamış gibiyim. Geçmişte yaşadığım birçok şey var ve o heyecanı taşıyorum. Tekrar bu kulüp adına, taraftar adına birçok şey yapmak için sabırsızlanıyorum, belki de bunun heyecanını taşıyorum.

Bir an önce sahaya çıkıp bu forma, bu arma altında ter dökmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. Daha önce nasıl yaptıysam yine aynı şekilde devam ettirmeyi istiyorum.

BİR FUTBOLCU MAÇIN SON DAKİKASINA KADAR MÜCADELE EDEBİLİYORSA BENCE YAŞIN ÇOK ÖNEMİ YOK

Bir basın mensubunun, yeni sezon öncesi yapılan transferlerin takımdaki yaş ortalamasını arttırdığı yönündeki sorusuna, “Yaş ortalamasını belki birçok insan eleştirebilir ve genç kardeşlerim de yanlış anlamasın ama 24 yaşında bir oyuncu sahada oynadığında yaş ortalaması küçükse maçı kazandığınızda 4 puan vermiyorlar. Kazandığınızda 3 puan alıyorsunuz. O yüzden bana göre yaş değil sahada verdiğiniz performanstır. Bunu da bekleyip göreceğiz. Yaş 35-40 hiç fark etmiyor, Emre Belözoğlu gerçeği var. 39 yaşında ve sizin gibi basın mensubu arkadaşların ‘acaba 1 sene daha devam eder miydi?’ diye konuştuğunuz gerçeği var. Bekleyip, göreceğiz. Önemli olan bence takımın sahada verdiği mücadeledir.

Yaşı kaç olursa olsun bir futbolcu maçın son dakikasına kadar mücadele edebiliyorsa, takıma katkı verebiliyorsa bence yaşın çok önemi yok.” şeklinde cevap verdi.

HAYATIMDA HİÇBİR ZAMAN PARA BİR AMAÇ OLMADI

Gökhan Gönül, transfer sürecinde Emre Belözoğlu’nun etkisini ise şu şekilde özetledi: “Gelişimde Emre Belözoğlu’nun etkisine gelince de, o dönem ayrıldığımda oluşturulan algı ve şimdi tekrar Fenerbahçe’ye geri döndüğümde de yine ufak tefek çatlaklıklar var, ‘yine paraya dönüyor’ gibilerinden.

Benim hayatımda hiçbir zaman para bir amaç olmadı. Hep aileme, sevdiğim ve inandığım değerlere sahip olduğumu düşündüm. O yüzden zamanından nasıl ayrıldıysam dönerken de yani şöyle söyleyeyim, ben geri dönerken şu anda kontratımın ne olduğunu bile bilmiyorum. Bunun teyidini de Başkanımız, imza töreninde kendisi verecektir diye düşünüyorum.

Emre ağabey beni Beşiktaş-Fenerbahçe maçından sonra menajerime ‘düşünüyor musunuz?’ diye iletişime geçti ve orada da ‘evet, düşünüyoruz’ dediğimde benim için olay zaten bitmişti.

Buradan Beşiktaş camiasına, Başkanına, yöneticilerine de bir şey söylemek istiyorum, çok sağ olsunlar maddi ve manevi birçok şekilde kalmam için gerekeni yaptılar, onlardan Allah razı olsun. Ayrıldığım dönemde Beşiktaş taraftarı da ailemin bir parçası olarak ilk günden son güne kadar beni gördüler, sahip çıktılar, teşekkür ediyorum. Ben de Beşiktaş formasını o dönemde son maçın, son saniyesine kadar yaptığım açıklamada da olduğu gibi her şeyimi verdim.

Şimdi ise takımıma geri döndüm, çok mutluyum. Burada tabii etken Emre ağabey, sadece bana, ‘düşünüyor’ demesi benim için yetmişti.”

FENERBAHÇE, KENDİ İÇERİSİNDE, SAHADA RAKİPLERİYLE YARIŞMIYOR, BİRÇOK SORUNU VAR

Takım içinde bir değişiklik yok yine aile ortamı, arkadaşlık ortamı devam ediyor. Ama hepinizin de bildiği gibi sadece Fenerbahçe, kendi içerisinde, sahada rakipleriyle yarışmıyor, birçok sorunu var. Herhalde bu sorunları biliyorsunuz, benim tekrar dile getirmeme gerek yok.

Bence saha dışını halledebilirsek siz başta olmak üzere buranın üzerine herkes topyekun geldiğinde Fenerbahçeli olanlar en azından burada basın olarak, çünkü basın algı konusunda çok etkili, bunu hepimiz biliyoruz. Ben en azından ayrılık sürecimden biliyorum. Siz, bu topyekun gelen insanlara karşı dik durup buranın zarar görmemesi açısından hareket edip, biz de futbolcular olarak sahada her şeyimizi verip, yönetim de desteklediğinde birçok sorunu çözebiliriz.

İki sene ben dışarıdan izledim; takım içi değil ama dışarıdan çok fazla etken var. Muhtemelen yine devam edecek ama bunlara hem biz, hem siz, hem başkanımız, hem yönetimimiz ‘bir dur’ dememiz gerekiyor. İnşallah güzel olacak.

BURAYA HANGİ OYUNCU GELİRSE GELSİN BURANIN BİR PARÇASI OLMASI GAYET NORMAL

Yeni gelen oyuncular var ve buraya yeni gelen oyuncular genelde Türkiye Ligi’ni bilen oyuncular. Bence bu bir artı, benim açımdan. Sizler de görüyorsunuz sahada bazen birbirimize sert davranıyoruz. Bazen de argo konuşup kavga edebiliyoruz ama saha dışında her zaman dostuz. Burada da rakip takım oyuncuları gelmesine rağmen herkeste bir arkadaş, bir kardeş havası söz konusu şu anda.

Bu da bana göre çok olumlu. Bu zaten Fenerbahçe’nin genlerinde var. Buraya hangi oyuncu gelirse gelsin buranın bir parçası olması gayet normal. Herkes şu anda takıma sahip çıkıyor, takımı sahipleniyor. Burada herkesin tecrübeli olması aynı zamanda birçok işe de yarıyor.

BEN HATA YAPMADIM

Aranızda baba olanlarınız var, zaman zaman da çocuğunuza kızıyorsunuz. Bazen de tepki verip belki aşırıya da kaçabiliyor, kızabiliyor. Bu kadar sevdiğiniz bir insana dışarıda oluşturulan bu algı, onlara ufacık bir sebep yetiyordu zaten kırılmaları, kızmaları için.

Birçok insan söylüyor, ‘sana bu kadar tepki koydular nasıl geri dönüyorsun?’ diye ama tepki koymalarını normal karşılıyorum. Ben, hata yapmadım ama taraftar, bu kadar sevilen bir insanın, benim her zaman yanımdaydı.

İyi günümde, kötü günümde, bir gün bile hiçbir taraftardan bana en ufak bir kötü söz gelmedi.

Böyle bir oyuncunun gidiyor olması, onlara verilen bilgiye inanmalarını sağladı. Aslında belki de içlerinden inanmıyorlardı ama bir şekilde bir şeye inanmaları gerekiyordu, ‘nasıl gider’ diye.

Bu ‘nasıl gider’ kısmının içine çok girmek istemiyorum.

Ben o yüzden taraftardan hata yaptığım için değil, çünkü ben Fenerbahçe’ye ve taraftarımıza hiçbir yanlış yapmadım ama benim adım geçerek onların kırılmasına, kızmasına, üzülmesine sebep olduğum için hepsinden tek tek özür diliyorum.

BU FORMA İÇİN TER DÖKTÜM

Ama tekrar söylüyorum, hata yapmadım. Ben dışarıdayken yani Beşiktaş’ta oynarken en ufak rencide edecek hareketim olmadı. Çünkü 9-10 sene top oynamışım, onlar benim ne şartlarda mücadele ettiğimi çok iyi biliyorlar. Ben bu forma için tek döktüm, yeri geldi kan da döktüm. Hiçbir zaman da bundan kaçmadım.

Taraftarlarımızdan tek ricam bu sene bizim için çok önemli. Fenerbahçe Spor Kulübü camiası, tarihi için çok önemli. Ben ne kadar sebeplerini anlatsam da taraftar bence kızgınlığı, kırgınlığı rafa kaldırmalı.

HEPİMİZ BU FORMA İÇİN SAVAŞACAĞIZ

Benim veya Caner’in, ona da tepki olduğunu söylüyorsunuz, bizim üzerimizden takıma zarar gelmesini hiçbir şekilde istemem. Rafa kaldırsınlar, gün bittiğinde, sezon bittiğinde, kontratım bittiğinde tekrar raftan indirip onlarla tekrar bana karşı duygularını, sert söylemelerini devam ettirebilirler ama formayı giydikten sonra hepimiz bu forma için savaşacağız.

Eğer daha önce oynadığım senelerin hatırı varsa şimdilik rafa kaldırmalarıdır. Hepimiz bu forma için mücadele edeceğiz. Sadece sahada değil, saha dışında da. O yüzden kimseye bir şey vermeyelim, her şey bizim olsun. Bu konuyla ilgili söyleyeceğim bu kadar.

BU FORMAYI GİYMEK BİLE BANA YETİYOR

İstanbulspor ile oynadığı hazırlık maçında sahada ‘kaptan’ olarak çıkmasıyla ilgili duyguları sorulan başarılı futbolcu, “Kaptanlık değil, bu formayı giymek bile bana yetiyor. Kaptan ben olayım ya da bir başkası olsun, tabii ki bu ayrı bir onur, gurur olabilir ama bu formayı giyebilmek, tekrar giyiyor olabilmek benim adıma çok sevindirici. Bunun tarifini kelimelerle yapmam imkansız. Bazen bazı duygular vardır, bunları kelimelerle ifade edemezsiniz. Benim de yaşadığım onlardan biri. O yüzden bu konuyla ilgili çok fazla konuşamayacağım.” dedi.

SAHADA ÇOK GÜÇLÜ BİR OYUNCU GRUBU OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM

Teknik Direktörümüz Erol Bulut’un uyguladığı antrenman programlarının takımı çok daha iyi bir seviyeye çıkarma adına attığı adımlardan biri olduğuna da değinen Gökhan, “Birçok hocayla çalıştım. Hepsinin kendine özgü taktiği, tekniği, antrenman metodu var. Erol Hoca da sağ olsun tabiri caize antrenmanlarda takımı gebertiyor (gülüyor).

İnşallah bu antrenman temposuyla sapasağlam maçlara çıkıp çok güçlü bir şekilde sahalara döneceğiz. Sahada çok güçlü bir oyuncu grubu olacağını düşünüyorum.” şeklinde bir açıklama yaptı.

FENERBAHÇE FORMASIYLA İNŞALLAH SAHALARDA BEŞİKTAŞ’A GOL ATMAYI ALLAH BANA NASİP EDER

Eşim aşırı derecede Fenerbahçeli. Klasik herkesin söylediği normal Fenerli yok, herkes hasta Fenerli. O da biraz öyle ama Beşiktaş maçlarına geldiği çok oldu. Dün ya da önceki gün de bir şey yazmıştı, ‘su akar yolunu bulur’ diye.

Buradakini Beşiktaş camiasındaki taraftarlar da yanlış anlamasın, bu bir atasözü. Bu atasözünün içeriğini TDK’da çok rahat bir şekilde görebilirler. Hiçbir zaman benim formasını, armasını taşıdığım camialara karşı onların boynunu öne eğecek yanlışım olmadı, olamaz da.

Eşim orada biraz daha duygusal davranıyor ama sadece bu Beşiktaş camiasına, taraftarına söylemiş olduğu bir şey değil. Kesinlikle buradan Beşiktaş taraftarına tekrar söylüyorum, böyle bir algı oluşmasın. ‘Su akar yolunu bulur’un TDK’daki anlamına açıp bakabilirler. Beşiktaş formasıyla 4 sene top oynadım, şimdi Fenerbahçe’deyim. Tabii ki gol atarsam bana yakışan neyse onu yaparım. Orada da Allah nasip eder, gol değil goller atarım Beşiktaş’a ama saygıda da kusur etmem.

Onların ekmeğini yedim, onlar bana zor dönemlerimde sahip çıktılar. Tekrardan onlardan Allah razı olsun. Ama Fenerbahçe formasıyla inşallah sahalarda Beşiktaş’a gol atmayı Allah bana nasip eder.

Kaynak: Fenerbahce.org