Caner Erkin: “Önemli olan Fenerbahçe’nin başarısıdır”

Kısa bir ayrılığın ardından tekrar Fenerbahçe’ye dönen Caner Erkin açıklamalarda bulundu.

Sarı lacivertli takıma yeniden dönen milli futbolcu Caner Erkin, Fenerbahçe’nin yeni sezon hazırlıklarını sürdürdüğü Fenerbahçe Serkan Acar Resort & Sports Topuk Yaylası Tesisleri’nde açıklamalarda bulundu.

Milli futbolcu, kamp döneminden transfer sürecine dair birçok konuda açıklamalarda bulundu. İşte Caner Erkin’in açıklamaları.

UYUM SAĞLAMAYA ÇALIŞIYORUZ

Kamp süreci gayet iyi geçiyor, hiçbir problem yok. Erol Hocanın sistemine, taktiğine, her şeye uyum sağlamaya çalışıyoruz. Tabii ki bazı değişiklikler olacak, yeni transferler olacak. Ben zaten kendime yeni transfer demiyorum, çünkü buranın her şeyini en içinden biliyorum ve yaşadım. İnşallah burada uzun seneler de her türlü hayatıma devam edeceğim ve başarılı olmaya çalışacağım.

ÖNEMLİ OLAN FENERBAHÇE’NİN BAŞARISIDIR

Ben biraz erken başladım, Novak ise son maçını geç oynadığı için biraz daha geç geldi antrenmanlara. Daha böyle bir konuşmamız olmadı ama önümüzdeki günlerde hocamızla konuşmalar olacaktır. Sürece bakarsak ben de önde oynayabilen ki normalde oynadığım bölge orasıydı, ondan sonra sol bek oldu.

Tabii çok uzun senelerdir sol bek oynuyorum. Yani bir problem olmaz; önde ben oynamışım ya da arkada veya başka bir mevkide. Önemli olan takımın başarısıdır, Fenerbahçe’nin başarısıdır. Bence önemli olan bu.

GENÇLERİN AVRUPA’DA OYNAMASI GÜZEL

Gençlerin Avrupa’da oynaması çok güzel. Kendilerini geliştirmeleri de çok güzel. İnşallah daha büyük takımlara gitsinler, daha da iyi yerlerde olsunlar. Ben de çok erken gitmiştim.

Ben de yaş itibariyle oldukça erken başladım. Bu açıdan baktığımızda ben de ilk önce Avrupa’ya gitmeyi tercih ettim ama sonra yine Türkiye’ye döndüm.

Benim şahsi düşüncem şöyle, ben Fenerbahçe ile Şampiyonlar Ligi’nde başarılı olmayı ya da Avrupa’da başarılı olmayı daha çok tercih ediyorum.

BELKİ DE ÇOK KIRILDIĞIM İÇİN YAPTIM

Beşiktaş’ta oynarken 3 sene üst üste geldim Kadıköy’e. Hiçbir problem olmadı, bana karşı bir diyalog da olmadı. Ama son sene artık tutkudan mı, sevgiden mi bilmiyorum ama bana karşı çok farklı bir şey oldu. O dönemde de annem yoğun bakımdaydı ve anneme ağza alınmayacak şeyler söylendi, devamlı.

Ben de kırıldım, çok kırıldım. Çünkü Fenerbahçe benim için bir sevgi, bir aşk, tuttuğum takım, taraftarı olduğum takım. Onun için benim de aklımda, zihnimde bir hareket yapma gibi bir düşünce de yoktu. Belki de çok kırıldığım için yaptım, belki de ben de onları kırmak istedim.

Ama sonuçta yine buluştuk ve taraftarı olduğum, küçüklüğümden beri sevdiğim takımdayım. O nedenle benim aramda onlarla bir kırgınlık ya da başka bir şey olamaz, olmasını da istemiyorum. Artık buradayım, ben onları seviyorum, onlar da beni sevmeye devam etsinler.

İLK FENERBAHÇE İLE GÖRÜŞTÜM

Fenerbahçe dışında hiç kimseyle konuşmadım. Bir teklif de almak istemedim çünkü ilk Fenerbahçe ile konuştuğumda Başkanımızla, Emre Ağabey olsun, ikisi de beni çok istediklerini ve burada olmamı istediklerini belirttiler.

Ben de bunun üzerine ne bir soru işareti ne de aklımda başka bir şey, hiçbir şey yoktu. Direk kabul ettim ve şu anda buradayım. Herhangi bir süreç ya da herhangi bir düşünce olmadı. Soru işareti de olmadığı için düşünmeden kabul ettim.

NEŞEMİZİ KAYBETMEYELİM

Kamplar genelde futbolcular için sıkıcıdır. Çünkü ağır antrenmanlar vardır ancak bu sezona iyi başlayabilmek için önemli. Bizler futbolcuyuz zaten bunları yapmamız lazım. Tabii her ne kadar ciddi olsak da, profesyonel olsak da, çalışsak da arada gülmek de lazım. Nitekim benim en sevdiğim şeylerden bir tanesidir.

Benim söylediğim bir söz var; ‘Her şeyimizi kaybedelim ama neşemizi kaybetmeyelim.’ Sonuç itibariyle iş o noktaya geliyor. Ben de neşeli bir insan olduğum için herkese takılıyorum. Arkadaşlarım, kardeşlerim de sağ olsun benim yaptığım şakaları kaldırabiliyorlar. Onun için her şey gayet neşeli geçiyor.

YENİDEN BURADA OLDUĞUM İÇİN ÇOK MUTLUYUM

İlk teklif aldığımda çok heyecanlandım. Aynı zamanda çok farklı duygular da hissettim. Çünkü taraftarı olduğum, futbolu bırakmak istediğim kulüp ve belki futboldan sonra da nasip olursa devam etmek istediğim kulüp olduğu için çok mutluyum. Yeniden burada olduğum için ve hayatıma Fenerbahçe’de devam ettiği için çok mutluyum.

FİŞEK LAKABINI BEN DE SEVDİM

Fişek lakabı aslında Manisaspor’da oynadığım dönemde Sebahattin hocam vardı ve ‘fişek’ lakabını bana o taktı. Ben çok hareketli olduğum ve yerimde duramadığım için tabii o zamanlarda 15 yaşındaydım.  Orada lakabı taktılar, baktılar ki gerçekten fişek gibiyim, hareketliyim, oradan sonra da herkesin dilinde oldu. Ben de sevdim, hiçbir problem yok, sonra da devam etti.

İNŞALLAH BU SENE ŞAMPİYONLUK GELECEK

Fenerbahçe’nin hedefi her zaman şampiyonluk ve birincilik olmalıdır. İkincilikse söz konusu olmamalı. Gökhan da ben de, tabii ki diğer arkadaşlarımız da, yeni transferlerimiz de, özetle burada oynayan her futbolcu her zaman şampiyon olmak ister.

Bunu tadan, yaşayan futbolcular olarak söylemlerimizi, duygularımızı, şampiyonluk yaşandığında nasıl bir ortam olduğunu, nasıl bir hayat olduğunu ve Fenerbahçe’nin daha da çok büyüdüğünü onlara anlatıyoruz. Tabii bunları anlatmakla olmuyor, her şeyi önce sahada vermemiz lazım.

Sahada her şeyimizi verirsek, beraber olursak, takım olursak ki bireysel olarak asla hiçbir şey olmaz, şampiyonluk inşallah bu sene gelecek diye düşünüyorum.

GÖKHAN İLE HİÇ AYRILMADIK

Gökhan ile 11’inci seneye gireceğiz. Dediğiniz gibi hiç ayrılmadık. Antrenmanlarda da ikili oyunlar oluyor, genelde hep beraberiz. Isınmada da beraberiz, çünkü hep ikimiz hep eşiz. Maç ısınmasında da eş olduğumuz için hep beraber gözüküyoruz.

Ayak tenisi maçında karşı takım biraz zayıf kaldı, ondan dolayı gülüşmeler oldu. İkimiz beraber olunca biraz güçlü olduk, karşı takıma karşı. Ondan dolayı biraz takılmalar, gülüşmeler oldu. Tabii komik, güzel, tatlı bir antrenman oldu.

Kaynak: Fenerbahce.org